20 Nisan 2025 13:08

Yapay zeka devasa bir olanak mı çağdaş bir cezaevi mi?

İzmir - Bu yıl İZKİTAPFEST adıyla Kültürpark'ta 5. kez açılan İzmir Kitap Fuarında gerçekleştirilen söyleşide Dr. Arif Koşar yapay zeka ve emekçilere etkileri konusunu değerlendirdi.

Koşar, Menekşe Altı Etkinlik Alanında yapılan söyleşide yapay zekanın artık tıpkı elektrik gibi genel bir teknolojik altyapı olmaya doğru adım adım ilerlediğini dile getirdi. İnsanlığın binlerce yıllık bilgi ve emek birikimi olan yapay zekanın yaşamı kolaylaştıran bir yönü olmakla birlikte temel bazı sorunları çözme konusunda yetersiz kaldığını belirten Koşar, bunun yapay zeka teknolojisinden değil toplumsal yapıdan kaynaklandığını dile getirdi.

Koşar, "Mesela teknoloji gelişirken, yeni temel sorunların çözüldüğü bir toplum için olanaklar ortaya çıkarken, yapay zekayla birçok şeyin artık kolaylaştığı bir dünyada açlık sorunun olmaması lazım ama bugün dünyada açlık sorunu var. Ya da üretimin kolaylaştığı, verimliliğin arttığı bir dünyada geçim derdi olmamalı ama var. Bu çelişkinin temelinde yapay zeka yok, toplum var. Bu içinde bulunduğumuz kapitalist toplumun çelişkisi. Dolayısıyla bir yanda yapay zeka ile devasa bir potansiyel insanın önünde beklerken, bir yanında da geçim derdi, kirayı nasıl ödeyeceğiz derdi yapay zekanın değil elbette içinde yaşadığımız kapitalist toplumun çelişkisi" diye konuştu.

Yapay zekanın sorunlara yol açabileceği artık genel kabul görüyor

Teknolojinin gelişimi ve bunun iş yaşamına etkileri ile ilgili araştırmalardan görüşler sunan Koşar, uzun yıllar teknolojinin iş yaşamını geliştireceğine, kolaylaştıracağına dair görüşün 2010 yılından itibaren yavaş yavaş yapay zeka ile beraber bir takım iş sorunlarının ortaya çıkabileceğine, mesela işsizliğin artabileceğine yönelik tespitlere evrildiğini kaydetti. Koşar, artık IMF, Dünya Bankası gibi kurumların da yeni teknolojilerle beraber iş hayatında önemli sorunların ortaya çıkabileceğinin tespit edildiğini dile getirdi.

Panoptikon modeli ve Amazon

Yeni teknolojinin iş yerinde emekçilere karşı kullanımını inceleyen bir makalede Amazon e-ticaret sisteminin 18. yüzyılda Filozof Jeremy Bentham tarafından geliştirilen Panoptikon cezaevi modeline benzetildiğini vurgulayan Koşar, “mahkumların daire şeklinde bir alanda, tam ortasında mahkumlar tarafından görülmeyen bir yapının içindeki gözetmenler tarafından sürekli gözetilmesi” olarak geliştirilen Panoptikon sistemi ile mahkumların sürekli gözetmenler tarafından denetlendiklerini düşündükleri için hep diken üzerinde bir yaşam sürdüklerini, Amazon işçilerinin de benzer bir denetleme içerisinde çalıştıklarını anlattı.

Koşar, "Amazon dünyanın en önemli yapay zeka üreticilerinden birisi, ürettiği teknoloji de kendi depolarında ve lojistik şirketlerinde kullanıyor. İşçiler kullandıkları cihazlarla, tarayıcılarla hangi ürünü nereye göndereceklerini takip ederken bu cihazlar aynı zamanda işçilerin depolardaki konumlarını, hareketlerini, arkadaşlarla konuşmalarını, tuvalete gittikleri süre gibi bütün davranışlarını da ölçüyor. Bileklikler aynı zamanda işçilerin genel sağlık durumlarını, motivasyonlarını, stres altında olup olmadıklarını da tespit ediyor. Tıpkı Panoptikon modeli gibi işçiler sürekli bir denetim altında çalışırken bu durumun işçilerde kalp rahatsızlıkları, iş yerinde mutsuzluk, tükenmişlik gibi sağlık sorunlarına yol açtığını tespit edilmiş. Bu denetimin işçiler üzerinde bir tahakküme dönüştüğü, emek karşıtı bir nitelik kazanıyor" diye konuştu.

"Devasa bir olanak ancak..."

Yapay zekanın günlük yaşamda daha fazla kullanılacağını, teknolojik bir altyapı haline geldiğini belirten Koşar, şunları söyledi: "Bu bize devasa bir olanak sağlıyor, bir bolluk toplumu olanağı sağlıyor. İnsanlığın yoksulluk, açlık barınma sorunu gibi sorunların çözebileceği bir toplum olanağı veriyor. Ancak yapay zeka içinde yaşadığımız toplumda öyle bir kullanıyor ki, teknolojinin mülkiyet ilişkileri teknolojiyi öyle bir tersine çevirip ona emek karşıtı bir halde kullanıyor ki sağlayabileceği faydalardan faydalanamaz hale geliyoruz. Yapay zeka bugün farklı bir biçimde kullanıldığında çalışma süreleri 3 saate 4 saate inebilir. Bu üç dört saatlik çalışma ile bütün dünyadaki insanların ihtiyaçları karşılanabilir. Bu çağdan kaçamayız ancak kullanım biçimlerini yer yer tersine çevrilmeliyiz.” (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et